25 Mayıs 2012

25 Mayıs Haftası Vizyon
SİYAH GİYEN ADAMLAR 3 (Man in Black 3)



Ajan J, Ajan K'yı bulmak için zamanda geriye gittiği, uzun bir yolculuğa çıkacaktır. Zira dünyanın sonunu getirebilecek bir seri olayın fişeği ateşlenmiştir. Ajan J, zamana karşı şimdi her zamankinden daha hızlı hareket etmelidir...
Oyuncu Will Smith ve yönetmen Barry Sonnenfeld Siyah Giyen Adamlar efsanesini yeniden canlandırmak için üçüncü kez bir araya geliyorlar. Gezegenimizi bir kez daha düşmanlardan kurtaracak çok gizli devlet örgütlerinin dünyasına iniyoruz. Ayrıca serinin üçüncü filmi bu kez 3 boyut teknolojisinin olanaklarından sonuna kadar faydalanıyor.
Başrollerde Will Smith'e eşlik eden isimler ise Tommy Lee Jones, Josh Brolin ve güzel yıldız Emma Thompson...



KAN VE AŞK (In the Land of Blood and Honey)



1990'lı yılların başında Balkanlarda Bosna Savaşı sürerken, Sırbistan için savaşan asker Danijel, esir kampında tutulan ve savaştan da önce tanıdığı Bosnalı Ajla ile yeniden karşılaşır. Farklı etnik kökenlerden gelen ve aslında düşman olması gereken bu iki insan, geçmişten gelen duyguları ile içinde yaşadıkları zorunlu savaş koşulları arasında kalırlar. Bir zamanlar birbirleri için çok değerli olan bu iki insanın hislerini, savaşın zalimliği köreltmiştir...
Hollywood'un en seksi starlarından Angelina Jolie'nin henüz daha proje aşamasındayken çok konuşulan filmi, bir savaş dramı. Filmin senaristliğini de üstlenen Jolie kamera arkası için oldukça iddialı. Amerika'da 23 Aralık'ta gösterime giren yapım, ülkemizde de 'merakla beklenenler' kategorisinde yer alıyor...





EDEPSİZ KIZ (Dirty Girl)


Sene 1987...Liseli, çılgın bir kız olan Danielle'nin eşcinsel Clarke ve Joan ile yaşadığı maceralar, içinde bir dolu 80'ler klasiğinin olduğu bir walkmanle taçlanacaktır. Abe Sylvia'nın yazıp yönettiği bu büyüme komedisi, galasını 2010 Toronto Film Festivali'nde yapmıştı.



SEVİMLİ KEDİ İŞBAŞINDA (Top Cat)



Top Cat ve çetesi karşılarında dişli yeni bir polis memurunu bulurlar. Zira polis merkezi, memur Dibble'nin çeteyle adamakıllı savaşamadığına kanaat getirmiş ve yanına dişli bir polis daha atamıştır. Strickland adındaki yeni polis şefi Dibble ile çeteye kök söktürmekte kararlıdır. Fakat Top Cat ve çetesi evlerini korumak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır.
Alberto Mar'ın yönetmenliğini üstlendiği animasyon filmin senaryosu ise Kevin Seccia ve Timothy McKeon'a ait. Meksika, Arjantin ve İngiltere ortak yapımı olan filmin müzikleri ise Leoncio Lara'ya ait.



Moonrise Kingdom


Samimi ve içten aile hikayeleri ile kendi hatırı sayılır derecede bir hayran kitlesi oluşturan Amerikalı bağımsız filmlerin yönetmeni Wes Anderson'ın yeni filmi Moonrise Kingdom, birbirinden ünlü oyunculardan oluşan kadrosu ile yine yönetmenin kendine has tarzını anlatan bir film. Senaryosunu Wes Anderson ve Roman Coppola'nın birlikte yazdığı film, küçük bir kasabadan kaçan genç aşıkları ve onları bulmak için seferber olan kasaba halkının maceralarını anlatıyor.
Moonrise Kingdom, 2012 Cannes Film Festivali'nin açılış filmi.




ŞEYTANIN YÜZÜ (Le Moine)


17yy.'da Madrid'de geçen hikayede, bir kilisenin merdivenlerine kundakta bir erkek bebek bırakılır. Bebeği sahiplenip kilisenin koruması altında yetiştiren rahipler, büyüdükçe dinine daha gönülden bağlanan bu delikanlıyı takdir ederler. Ambrosio Tanrıya, kiliseye inançta ve erdemde, kendisini yetiştirenleri geçerek, verdiği vaazlar yüzlerce insan tarafından dinlenen, büyük saygı gösterilen bir rahip olur. Fakat doğru yoldan asla sapmayacak gibi görünen bu genç rahip için şeytanın da planları vardır...
Başroldeki Rahip Ambrosio karakterinde ünlü Fransız oyuncu Vincent Cassell'i seyrettiğimiz film Matthew Lewis'in romanından Dominik Moll tarafından uyarlanarak beyazperdeye aktarıldı.



CANAVARLAR SOFRASI (Monster's Dinner)

Bu herhangi bir ülke ya da şehirde, sıradan bir akşamda sıradan evli çiftlerin arasında geçebilecek bir hikaye. Her şey normal gibi görünür, evli bir çift olan J. ve M., akşam yemeğinde gene evli bir çift olan K. ve D.’yi misafir edecektir. K. ve D. gelir, hediyeler verilir ve salonda sıradan bir sohbet başlar. Ama bu kadar normalliğin içinde ters giden bir şeyler olduğu bellidir. Örneğin sanata dair her türlü şey yasaklanmıştır, buna karşılık nefret dolu sözler, kibirli tavırlar, hatta polisin birisini öldürmesi normal karşılanır.
Yemeğe oturulmasıyla birlikte ortamdaki gerginlik de artar. Aslında dört kişi arasında dostluktan ya da sevgiden eser yoktur. Her şeyin göstermelik gibi göründüğü bu mekanda tek önemli olan haz ve tüketim duygusudur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder